A
ABACI, TAHİR (1951)
İstanbul doğumludur. Liseyi Malatya’da bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü ve Hukuk Fakültesini bitirdi. Yayıncılığın yanı sıra Avukatlık da yaptı.
Yazın hayatına ilk olarak Malatya’da yayınlanan gazete ve dergilerde başladı. Yeni Dergi, Yarına Doğru, Milliyet Sanat, Türkiye Yazarları, Sanat Olayı ve Varlık dergilerinde şiir, öykü, eleştiri ve inceleme yazıları yayımlandı. Eserlerinde halkın yaşamını gerçekçi bir bakış açısıyla işledi. Başlıca eserleri şunlardır:
Öykü: Gelin Ömrümüz.
Şiir: Basit Şeyler, Nasreddin Hoca (çocuklar için şiirler), Odaları Uyandıran Dağlar.
Roman: Ağır Akan Su, Aynada Bir Yüz.
ABASIYANIK, SAİT FAİK (1906 – 1954)
Adapazarı doğumludur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ndeki eğitimini yarıda bırakarak Fransa ve İsviçre’ye gitti. Üç yıl sonra yurda geri döndü. Bir süre ticaretle uğraştı. Gazetecilik yaptı. Daha sonraki yıllarını babasından kalan gelirle ve yazarlıkla sürdürdü. İstanbul’da yaşamını yitirdi.
Sait Faik’in sanat yaşamı şiirle başlar. Çok beğenilen şiirlere imza atmıştır. “İpekli Mendil” ve “Zemberek” gibi ilk öykülerini lise yıllarında Bursa’da yazdı. Basılan ilk yazısı ise Milliyet gazetesinde “Uçurma” adıyla yayımlandı. Abasıyanık’ın tanınmasını sağlayan ilk öyküleri ise Varlık dergisinde yayımlandı.
Sait Faik, doğaya ve insanlara sevgiyle baktı. Günlük hayatı şiirsel bir dille anlattı. Öykülerinde gerçek insanlara, yoksullara, serserilere, arkadaşlarına, tanıdıklarına yer verdi. Sait Faik, insanları, denizi, kırları, hayvanları ve tüm doğayı ayrılmaz bir bütün olarak gördü.
Sait Faik herkesin anlayacağı sade bir Türkçe ile kendine özgü bir anlatıma sahipti. Öyküleri insanları derinden etkiledi. Başlıca eserleri:
Öykü: Alemdağ’da Var Bir Yılan, Az Şekerli, Havada Bulut, Havuz Başı, Kumpanya, Lüzumsuz Adam, Mahalle Kahvesi, Mahkeme Kapısı, Sarnıç, Semaver, Son Kuşlar, Şahmerdan, Tüneldeki Çocuk.
Şiir: Şimdi Sevişme Vakti.
Roman: Kayıp Aranıyor, Medar-ı Maişet Motoru (Bir Takım İnsanlar).
ACAROĞLU, TÜRKER (1915)
Bulgaristan, Razgrad doğumludur. İlköğrenimini Razgrad’da tamamladıktan sonra Adana Öğretmen Okulunu ardından da Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünü bitirdi. Bir süre öğretmenlik yaptı. Basma Yazı ve Resimleri Derleme Müdürlüğünden emekli oldu.
Acaroğlu, bibliyografya çalışmaları ve gazetelerde yeni yayınların tanıtımı gibi alanlarda çalışmalar yaptı. Başlıca eserleri:
Çocuk Şiirleri Antolojisi (derleme), Bulgar Hikayeleri Antolojisi, Edebi Eserler Sözlüğü, Türk Halk Bilgisi ve Halk Edebiyatı Üzerine Seçme Yazılar Kaynakçası, Ozanlar ve Yazarların Hayatları, Açıklamalı Atatürk Kaynakçası, Türk Halk Ozanları ve Destanları Kaynakçası, En Ünlü Dünya Yazarları, Balkan Halk Biliminde Türk Etkileri, Bulgaristan’da Türkçe Yer Adları Kılavuzu.
ADIVAR, ADNAN (1881 – 1955)
Çanakkale, Gelibolu doğumludur. Tıbbiye mezunudur. II. Abdülhamit’in İstibdat döneminde Avrupa’ya kaçtı. Berlin Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Dahiliye asistanlığı görevinde bulundu. II. Meşrutiyet’in ilanından sonra İstanbul’a döndü. Tıp Fakültesinde Profesör olarak çalıştı. Osmanlı Mebusan Meclisinde İstanbul milletvekilliği yaptı. İstanbul’un İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmesiyle Anadolu’ya geçti. Ankara hükümetinde Sağlık Bakanlığı ve İçişleri Bakan vekilliği görevlerinde bulundu. 1926 – 1938 yılları arasında İngiltere ve Fransa’da yaşadı. Yurda tekrar döndüğünde İslam Ansiklopedisi yazı kurulu başkanlığı yaptı. İstanbul’da öldü. Başlıca eserleri:
Çeviri: Felsefe Meseleleri (Bertrand Russell).
Deneme: Dur Düşün, Hakikat Peşinde Emeklemeler.
Diğer Eserleri: Tarih Boyunca İlim ve Din (monografi), Faust-Tahlil Tecrübesi (inceleme), Osmanlı Türklerinde İlim (inceleme).
ADIVAR, HALİDE EDİP (1884 – 1964)
İstanbul doğumludur. Üsküdar Amerikan Kız Kolejini bitirdi. Rıza Tevfik Bölükbaşı’ndan sosyoloji, edebiyat, felsefe; Salih Zeki’den matematik dersleri aldı. Mısır ve İngiltere’de bulundu. İstanbul Kız Lisesi, Öğretmen Okulu ve vakıf okullarında öğretmenlik yaptı. Üniversite yıllarında batı edebiyatı okudu. İzmir’in 1919 yılındaki işgalinden sonra “Fatih” ve “Sultanahmet” mitinglerindeki hitabet ve söylevleriyle İstanbulluları derinden etkiledi. İngilizler tarafından idama mahkum edilince Anadolu’ya kaçtı. Milli Mücadele’de Sakarya ve Dumlupınar savaşlarına katıldı. Cumhuriyetin ilanından sonra Avrupa’ya gitti. Fransa, İngiltere ve Hindistan üniversitelerinde profesörlük yaptı. Yurda dönüşünde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde İngiliz Dili ve Edebiyatı profesörlüğü yaptı. 1950 – 54 döneminde milletvekilliği yaptı. İstanbul’da öldü.
Halide Edip Adıvar sade bir dil kullandı. Romantizmden realizme doğru yol aldı. İlk romanlarında kadın psikolojisini ve aşk temasını işledi. Ardından belli tarihsel dönemleri içine alan töre romanları yazdı. Romanlarını hep güçlü karakterlerle ördü. Romanlarında daha çok kendi yaşadığı dönemi ve dönemin özelliklerini işledi. Ruh çözümlemelerine başvurdu. Dili ve anlatımı özensiz, üslubu ise akıcı olmamasına rağmen işlediği düşünceler son derece sağlamdı. Başlıca eserleri:
Öykü: Dağa Çıkan Kurt, Harap Mabetler, Kubbede Kalan Hoş Sada, İzmir’den Bursa’ya.
İnceleme: İngiliz Edebiyatı Tarihi, Üniversite Kafası ve Tenkit, Edebiyatta Tercümenin Rolü, Türkiye’de Şark, Garp ve Amerikan Tesirleri, Talim ve Terbiye, Hamlet, Babür Han.
Anı: Mor Sümbüllü Ev, Türk’ün Ateşle İmtihanı.
Oyun: Kenan Çobanları, Maske ve Ruh.
Roman: Heyula, Seviye Talip, Raik’in Annesi, Son Eseri, Handan, Yeni Turan, Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye, Mev-üd Hüküm, Kalp Ağrısı, Zeyno’nun Oğlu, Yolpalas Cinayeti, Tatarcık, Sinekli Bakkal, Sonsuz Panayır, Döner Ayna, Akile Hanım Sokağı, Sevda Sokağı Komedyası, Kerim Usta’nın Oğlu, Çaresiz, Hayat Parçaları.
AGAH EFENDİ (1832 – 1885)
İstanbul doğumludur. Üniversite öğrenimini yarıda bırakarak Tercüme Odasında memurluk yapmıştır. İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca ve Rusça biliyordu. Bir dönem Paris Büyükelçiliğinde katiplik de yaptı.
Agah Efendi, Şinasi ile birlikte Osmanlıdaki ilk Türk özel gazetesi kabul edilen Tercüman-ı Ahval’i çıkarttı. Aynı zamanda Yeni Osmanlılar Cemiyetinin yöneticiliğini de yaptı.
1866’da gazetesi kapatılınca Fransa’ya gitti. Yurda dönünce ise çeşitli devlet görevlerinde bulundu. Atina Büyükelçiliği yaptığı sırada öldü. Mezarı İstanbul’dadır.
Server İskit’in, Tercüman-ı Ahval ve Agah Efendi isminde bir incelemesi bulunmaktadır.
AĞAOĞLU, ADALET (1929)
Nallıhan, Ankara doğumludur. Ankara Kız Lisesini bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinin Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Radyo Tiyatrosu’nda müdürlük, Ankara Radyosunda dramaturgluk ve TRT’de program uzmanlığı görevlerinde bulundu.
Sanat hayatına şiir ile başladı. Sahne ve radyo oyunları yazarlığı yaptı. Daha sonra öykü ve roman alanında eserler verdi. Başlıca eserleri:
Anı: Göç Temizliği.
Deneme: Geçerken.
Oyun: Çatıdaki Çatlak, Evcilik Oyunu, Kendini Yazan Şarkı, Sınırlarda, Tombala.
Öykü: Hadi Gidelim, Romantik Bir Viyana Yazı, Sessizliğin İlk Sesi, Yüksek Gerilim.
Roman: Bir Düğün Gecesi, Fikrimin İnce Gülü, Hayır, Ölmeye Yatmak, Ruh Üşümesi, Üç Beş Kişi, Yaz Sonu.
AĞAOĞLU, SAMET (1909 – 1982)
Karabağ, Kafkasya doğumludur. Ankara Lisesini bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Fransa’da ekonomi doktorası yaptı. Yurda dönüşünde Ekonomi ve Ticaret bakanlıklarında görev aldı. Manisa milletvekilliği ve bakanlık yaptı. İstanbul’da öldü.
Samet Ağaoğlu, öykülerinde psikolojik sıkıntılar yaşayan insanların hikayelerini işledi. Dostoyevski’den esinlendiği düşünülür. Başlıca eserleri:
Anı: Babamın Arkadaşları, İlk Köşe.
Gezi Yazısı: Sovyet Rusya İmparatorluğu.
İnceleme: Kuva-yi Milliye Ruhu.
Öykü: Büyük Aile, Hücredeki Adam, Katırın Ölümü, Öğretmen Gafur, Strasburg Hatıraları, Zürriyet.
AHMED ARİF (1927 – 1991)
Diyarbakır doğumludur. Diyarbakır Lisesini bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe bölümünde okudu. Öğrenimini yarıda bırakarak çeşitli gazetelerde düzeltmenlik, sekreterlik yaparak geçimini sağladı. Ankara’da öldü.
Ahmed Arif’in İnkılapçı Gençlik, Meydan, Seçilmiş Hikayeler, Yeryüzü, Beraber, Yeni Ufuklar gibi birçok dergide yayımlanmış şiirleri oldu. Toplumsal gerçekçi şiir akımının önde gelen temsilcilerinden birisidir. Şiirlerinde halk türküleri, ağıtları ve masallarının içli ve gür sesini duyurmaya çalıştı. Başlıca Eserleri:
Şiir: Hasretinden Prangalar Eskittim.
Mektup: Cemal Süreyya’ya Mektuplar.
Refik Durbaş’ın Ahmed Arif ile konuşmalarını içeren Ahmed Arif Anlatıyor adlı çalışması ve Ahmet Oktay’ın şiir üzerine yaptığı Karanfil ve Pranga isimli incelemeleri vardır.
AHMEDİ (1334 ? – 1413)
Doğduğu yıl ve yer hakkında net bilgiler mevcut değildir. Kütahya veya Sivas’lı olduğu ileri sürülmektedir. Asıl adı Taceddin İbrahim bin Hızır’dır. Mısır’da dersler aldığı, Germiyanoğlulları ile Aydınoğulları beyliklerinde hizmetlerde bulunduğu bilinmektedir. Ardından Osmanlı sarayına girmiş, Yıldırım Bayezid’in oğullarından Emir Süleyman Ahmedi’yi yanına aldırmıştır. Sultan I. Mehmet zamanında divan katipliği görevinde bulunmuştur. Amasya’da ölmüştür.
Ahmedi, ardılları olan klasik edebiyat şairlerini etkilemiştir. XIV. Yüzyıl Anadolu Türkçesini ustalıkla kullanmıştır. Kendine özgü söyleyişi ile düzgün bir dil kullanmış, betimlemeleri canlı ve renkli olmuştur. Şiirlerinde güçlü bir lirizm mevcuttur. Genellikle din dışı şiirler yazmıştır. Başlıca eserleri:
Divan: 8506 beyitlik bir eser.
İskender-name: 1390’da Emir Süleyman’a sunulmuştur. Konusu Firdevsi ve Nizami’den alınmış olmasına rağmen, Ahmedi’nin eklediği bölümler de mevcuttur.
Cemşid ü Hurşid: Emir Süleyman’ın isteğiyle yazılmış bir eserdir. Yazar eseri 1403 yılında tamamlamış ve Sultan I. Mehmet’e sunmuştur. Bu mesnevi, Selman-ı Saveci’nin aynı adlı eserine dayanmaktadır.
Tervih ül’-Ervah: Tıpla ilgili bir mesnevidir.
Mirkaat ül’Edeb: Arapça-Farsça manzum bir sözlüktür.
Mizan ül’Edeb ve Miyar ül-Edeb: Arap ve Fars gramerini konu alan iki kasidedir.
AHMET CEVDET PAŞA (1822 – 1895)
Lorça, Bulgaristan doğumludur. İlk ve orta öğrenimini Bulgaristan’da tamamladıktan sonra İstanbul’da medrese eğitimi gördü. Fransızca ve Farsça öğrendi. Çeşitli devlet görevlerinde çalıştı. Vakanüvislik (Resmi Tarih Yazıcılığı) yaptı. İstanbul’da öldü.
Ahmet Cevdet Paşa, tarih yazımını çağdaşlaştırmaya çalıştı. Olayları neden-sonuç ilişkisi içinde görmeye gayret etti. Ayrıca Türk dilinin yalınlaşması konusunda da yoğun çaba gösterdi. Eserlerinde yalın, kısa ve özlü anlatımlara başvurdu.
Başlıca eserleri: Kavaid-i Türkiye (Türk dil bilgisi ders kitabı), Belagat-i Osmaniye (Osmanlı edebiyatı bilgileri), Tarih-i Cevdet (12 ciltlik tarih kitabı), Kırım ve Kafkasya Tarihçesi.
AHMET HAŞİM (1884 – 1933)
Bağdat doğumludur. 1895’te İstanbul’a geldi. Galatasaray Lisesini bitirdi. Hukuk Fakültesine girdi. Aynı dönemde Tekel idaresinde memur olarak görev aldı. Hukuk Fakültesini Fransızca öğretmeni olarak İzmir’e atanınca yarıda bırakmak zorunda kaldı. İstanbul’a tekrar Maliye Bakanlığı tercümanlığı görevine geçinde dönebildi. Birinci Dünya Savaşı’na yedek subay rütbesiyle katıldı. Savaş sonrasında Güzel Sanatlar Akademisinde estetik ve mitoloji, Harp Akademisi ve Siyasal Bilgiler Okullarında Fransızca öğretmenliği görevlerinde bulundu. Böbrek rahatsızlığından ötürü 1932’de Frankfurt’a gitti. Döndükten sonra İstanbul’da öldü.
Ahmet Haşim, ilk şiirini 1901’de lise yıllarında yayımlamıştır. 1909’da Fecr-i Ati grubuna girmiş, şiirlerini Servet-i Fünun, Dergah ve Yeni Mecmua gibi dergilerde; fıkra, söyleşi ve gezi yazılarını da Akşam, İkdam ve Milliyet gibi gazetelerde yayımlamıştır.
Ahmet Haşim, sembolist ve empresyonist bir şairdir. Sanatı üzerinde çocukluk yıllarının etkisi büyüktür. Babası sert, annesi ise sevecen ve şefkatli bir kişidir. Annesinin ölümüyle büyük bir yalnızlık içinde kalır. Şiirlerinde annesine duyduğu derin sevgiyi, yalnızlığını ve öksüzlüğünü bizlerle paylaşır. “Sanat sanat içindir” anlayışını savunmuştur. Ahmet Haşim’e göre şiir ile düz yazı birbirinden tamamen farklı kulvarlardır. Ona göre, şiir “duyulmak”, düz yazı ise “anlaşılmak” içindir. Şiirin güzelliğinin kapalılıktan kaynaklandığını, şiirin dilinin “sözden ziyade musikiye yakın” olduğunu ileri sürer. Onun için uyum ön planda iken anlam ikinci plandadır. Anlam bakımından net bir açıklığa sahip olmayan fakat herkesin hoşlanarak türlü anlamlar çıkartacağı, okuyucunun hayalini canlı tutan bir şiire varmaya çalışır.
Ahmet Haşim, tıpkı batılı sembolistler gibi, görünen alemin ötesinde görünmeyen bir alemin olduğuna inanır. Aşk ve doğa konuları şiirlerinin en belirgin özelliğidir.
Ahmet Haşim bütün şiirlerinde aruz ölçüsünü kullanmıştır. Arapça ve Farsça sözcüklere, tamlamalara ve mecazlı anlatımlara sıklıkla yer verir. Son şiirlerinde ise yalın bir dile yönelmiştir. Düz yazılarında ise açık ve anlaşılır bir anlatımı benimsemiştir. Başlıca eserleri:
Şiir: Göl Saatleri, Piyale.
Gezi Yazısı: Frankfurt Seyahatnamesi.
Fıkra, Söyleşi: Bize Göre, Gurabahane-i Laklakan.
Düz yazıları Mehmet Kaplan, şiirleri ise Şerif Hulisi tarafından notlarla yayımlanmıştır.
AHMET MİTHAT EFENDİ (1844 – 1912)
İstanbul doğumludur. Çocukluğu sıkıntılarla geçmiştir. İlköğrenimini Vidin’de tamamladıktan sonra Niş Rüştiyesini bitirdi. Rusçuk’ta devlet memurluğu yaptığı dönemde Fransızca öğreniyor ve Tuna gazetesinde yazılar yazıyordu. Mithat Paşa ile birlikte Bağdat’a gitti. Bağdat’ta bir basımevi kurdu. Orada Zevra gazetesini çıkarttı. İstanbul’a döndükten sonra Ceride-i Askeriyye, Basiret gazetelerinde yazdı. ardından Dağarcık ve Kırkanbar dergileri ile İbret, Devir ve Bedir gazetelerini çıkarttı. Rodos’a sürüldü. İlk roman ve oyunlarını Rodos’ta yazdı. Abdülaziz tahttan indirilince İstanbul’a geri döndü. Takvim-i Vakayi ve Matba-i Amire müdürlüğü görevlerinde bulundu. Tercüman-ı Hakikat gazetesini kurdu. Bu gazetedeki makale, öykü ve romanlarıyla halk arasındaki tanınırlığı da bir hayli arttı. İstanbul’da kalp krizinden öldü.
Ahmet Mithat Efendi kalemini, halk eğitiminde bir araç olarak kullandı. Çoğu zaman sanat değeri zayıf, dağınık lakin dili amacıyla örtüşen, sade eserleriyle dönemin hece-i evvel’i (ilk öğretmeni) olarak halkın aydınlatılmasında rolü büyük oldu.
Ahmet Mithat Efendi sadece öykü ve roman gibi edebi türlerle sınırlı kalmamak üzere, matematikten askerliğe kadar uzanan geniş bir yelpazede iki yüze yakın eser verdi. Hemen her türde roman yazarak Türk edebiyatına konu bolluğu getirdi. Ne tür roman yazarsa yazsın halka bir şeyler öğretmek amacından asla ödün vermedi. Ahmet Mithat Efendi döneminin en çok okunan yazarıdır. Eserlerinden bazıları:
Öykü: Letaif-i Rivayat (Söylenegelen Güzel Öyküler) dizisindeki 25 ciltlik öyküden sadece iki tanesi günümüz Türkçesiyle yayımlanmıştır. Yeniçeriler ve Obur.
Roman: Hasan Mellah yahut Sır İçinde Esrar, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım Efendi, Karı Koca Masalı, Paris’te Bir Türk, Çengi, Süleyman Müsli, Yeryüzünde Bir Melek, Acaib-i Alem, Henüz On Yedi Yaşında, Dürdane Hanım, Jön Türk, Esrar-ı Cinayat.
15 ciltlik Kainat adlı tarih dizisi mevcuttur. Masahabat-ı Leyliye (Gece Söyleşileri, 20 cilt), doğayla ve tarihle ilgili onlarca eseri ve Fransızcadan yaptığı çokça çevirisi vardır.
Ahmet Mithat Efendinin yaşamı ve eserleriyle ilgili Mustafa Baydar, Cevdet Kudret, Orhan Okay ve Şevket Rado’nun kitapları yayımlanmıştır.
AHMET RASİM (1865 – 1932)
İstanbul doğumludur. Çocukluğu annesiyle birlikte yoksulluk içinde geçmiştir. Mahalle okulu sonrasında girdiği Darüşşafakayı birincilikle bitirdi. Ardından Posta Telgraf Nazırlığı Fen Kaleminde memurlu görevinde bulundu. Edebiyata olan ilgisi dolayısıyla memuriyetini sürdüremedi. Ceride-i Havadis, Tercüman-ı Hakikat, İkdam, Malumat, Sabah, Yenigün, Akşam, Tasvir-i Efkar, Zaman, Vakit, Cumhuriyet gazetelerinde çalıştı. İstanbul milletvekilliği yaptı. İstanbul’da öldü.
Ahmet Rasim, anı, fıkra, inceleme, araştırma, öykü ve roman alanlarında yüzün üzerinde eser vermiştir. Roman adı altında basılan eserleri genellikle birer uzun öykü niteliğindedir. Yaşama ait konular romantik bir üslupla işlenmiştir. Asıl başarısı ise fıkra, söyleşi ve anı türünde ortaya çıkmıştır. Çocukluk yıllarını da içeren anı ve fıkralarında canlı ve renkli bir anlatımla dönemin panoramasını sunar. Toplumsal yaşamın çeşitli yönlerini yansıtır. Başlıca eserleri:
Anı, Fıkra, Makale, Gezi: Gecelerim, Makalat ve Musahabat, Şehir Mektupları, Tarih ve Muharrir, İki Hatırat Üç Şahsiyet, Romanya Mektupları, Cidd-ü Mizah, Eşkal-i Zaman, Muharrir Şair Edip, Gülüp Ağladıklarım, Muharrir Bu Ya, Falaka, Ramazan Sohbetleri.
Tarih: Resimli ve Haritalı Mufassal Osmanlı Tarihi, İstibdattan Hakimiyet-i Milliyeye.
Öykü: İlk Sevgi, Bir Sefilenin Evrak-ı Metrukesi, Meyyl-i Dil, Afife, Tecrübesiz Aşk, Asker Oğlu, Ömr-i Ebedi, Hamamcı Ülfet, Fuhş-i Atik.
Roman: Kitabe-i Gam.
Agah Sırrı Levend’in Ahmet Rasim (1965) isimli çalışmasında yazarın yaşamı ve eserleri incelenmektedir.
AHMET VEFİK PAŞA (1823 – 1891)
İstanbul doğumludur. İlköğrenimini Mühendishanede tamamlamıştır. Ardından Paris Elçiliğinde görevli babasının yanına gitti. Üç yıl Paris’teki Saint-Louis Lisesinde okudu. İstanbul’a döndüğünde Tercüme Odasına atandı. Sonra Tahran büyükelçisi, Encümen-i Daniş azası, Muhakemat Dairesi reisi, Paris elçisi, evkaf nazırı, Mebusan Meclisi reisi, Bursa valisi, iki kez de sadrazamlık görevlerinde bulundu. Son görevinden ayrıldıktan sonra ölümüne dek dokuz yıl süresince, Rumelihisarı’ndaki yalısında zamanını bütünüyle bilim ve edebiyata verdi.
Ahmet Vefik Paşa Tanzimat döneminde milliyetçilik ve Türkçülük akımlarının en önemli temsilcisi oldu. Dil, tarih ve folklor çalışmalarında çığır açtı. Moliere komedilerinden yaptığı on altı çeviri ve uygulama ile Tanzimat dönemi tiyatrosunda önemli bir hizmeti yerine getirdi. Valilik yaptığı Bursa’da kurduğu tiyatronun her bakımdan gelişmesi ve halkta tiyatro sevgisinin kökleşmesi için çalıştı. İstanbul’da öldü. Başlıca eserleri:
Türk dili ve tarihi üzerine çalışmaları: Mümtebat-ı Durub-ı Emsal, Hikmet-i Tarih, Fezleke-i Tarihi Osmani, Şecere-i Evşall-i Türk, Lehçe-i Osmani.
Düz Yazı Çevirileri: İnfial-i Aşk, Don Civani, Dudu Kuşları.
Oyun-manzum çeviri: Savruk, Adamcıl, Kocalar Mektebi, Kadınlar Mektebi, Tartüf, Okumuş Kadınlar.
Uyarlama: Azarya, Yorgaki Dandini, Zor Nikah, Zoraki Tabib, Dekbazlık, Tabibi Aşk, Meraki.
Öteki çevirileri: Hernani (V. Hugo), Hikaye-i Hikemiyye-i Mikromega (Voltaire), Telemak Tercümesi (Fenelon), Cil Blas (Le Sage).
Sevim Giray’ın Ahmet Vefik Paşa isimli eseri, yazarı yaşamı ve eserleriyle tanıtmaktadır.
AHMET YESEVİ (? – 1166)
XI. yüzyılın ikinci yarısı Batı Türkistan’ın Sayram kasabası doğumludur. Babası Şeyh İbrahim’dir. Babasının ölümünün ardından ablasıyla birlikte ilköğrenim yıllarını geçirdiği Yesi kasabasına yerleştiler. Ardından Buhara’ya gitti. Buhara’da dönemin önemli bilgin ve mutasavvıflarından olan Şeyh Yusuf Hemedani’ye bağlanarak onunla dolaşmaya başladı. Bir süre sonra Yesi’ye döndü. Ölümüne dek orada kalarak tasavvufi düşüncelerini yaymaya başladı. Mezarı üstündeki türbesi Moğol Hanı Timur tarafından yeniden yaptırıldı.
Ahmet Yesevi, tasavvufi şiirin öncülerindendir. Düşüncelerini yayabilmek adına yalın bir Türkçeyle tasavvufi şiirler söyledi. Bu şiirlere Hikmet adı verilir. Şiirler öz açısından tasavvufa, biçim açısından Türk Halk Edebiyatına dayanan didaktik özellikler gösterir. Bu Hikmet’ler Türkistan’dan Volga boylarına, oradan Anadolu’ya kadar geniş bir coğrafyada kendisine izleyiciler buldu. Anadolu’da Yunus Emre’den başlayarak yeni bir şiirin doğmasına vesile oldu.
Anadolu’ya gelerek Ahmet Yesevi’nin düşüncelerini aktarmaya çalışan kişiler arasında Hacı Bektaş-ı Veli ve Tapduk Emre de bulunmaktadır. Ahmet Yesevi Anadolu’nun Türkleşmesinde de önemli katkılar sunmuştur.
AISOPOS [EZOP] (M.Ö 6. YÜZYIL)
Yunan masalcısıdır. Yaşamı hakkında bilgi pek yoktur. Zeki ve kambur bir Frigyalı köle olduğu, özgür kaldıktan sonra doğuya birçok yolculuk yaptığı iddia edilir. XIV. Yüzyılda Yunanlı rahip Plaunudes tarafından masalları Aısopos’un Hayatı adlı kitapta bir araya getirilmiştir. Konularını halktan alan ve hayvanların başından geçen olayların anlatıldığı bu masallar aracılığıyla ahlaki dersler verilir. Fransız yazar La Fontaine Aısopos masallarından esinlenmiştir. Aısopos masalları dilimize başta Nurullah Ataç olmak üzere bir çok yazar tarafından kazandırılmıştır.
A.KADİR (1917 – 1985)
İstanbul doğumludur. Kuleli Askeri Lisesini bitirdi. Kara Harp Okulunu son sınıfta bıraktı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okudu. Çeşitli yayınevlerinde çevirmenlik ve düzeltmenlik yaparak geçimini sağladı. İstanbul’da öldü.
A.Kadir toplumsal gerçekçi şiir akımının önemli temsilcilerinden biridir. Şiirlerine yalın ve süssüz bir dil hakimdir. Konuları özgürlük, işçi ve köylülerin yaşantıları, haksızlıklara karşı mücadele, doğa ve çocuk sevgisiyle örülüdür. A. Kadir bazı şiirlerinde Ali Karasu adını kullandı. Yeni Edebiyat, Yeni Ses, Yığın, Yeryüzü, Yürüyüş, Yeditepe, Beraber, Gelecek ve Varlık dergilerinde yazdı. başlıca eserleri:
Çeviri: Bugünün Diliyle Mevlana, Bugünün Diliyle Hayyam, İlyada (Azra Erhat ile), Odysseia (Azra Erhat ile), Asıl Adalet, Seçme Şiirler (Asım Bezirci ile), Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri.
Gezi: Sovyet Rusya’da On Beş Gün.
Şiir: Tebliğ, Hoş geldin Halil İbrahim, Dört Pencere, Mutlu Olmak Varken.
AKA GÜNDÜZ (1886 – 1958)
Selanik doğumludur. Asıl adı Emin Ali’dir. Kuleli Askeri Lisesini bitirdikten sonra Harp Okulu eğitimini yarıda bıraktı. Bir dönem Paris’te hukuk ve güzel sanatlar eğitimi aldı. II. Meşrutiyetin ilan edilmesinin ardından İstanbul’a dönerek gazeteciliğe başladı. Milli Edebiyat akımının temsilcilerinden oldu. İtilaf devletlerinin İstanbul’u işgaliyle birlikte Malta’ya sürgüne gönderildi. Cumhuriyetin ilanından sonra Ankara milletvekili seçildi. Ankara’da öldü.
Aka Gündüz, halkın çileli kaderini konu edinen yalın, sıcak bir dille yazdığı romantik/gerçekçi ve popüler romanlarıyla adından söz ettirdi. Başlıca eserleri:
Oyun: Muhterem Katil, Yarim Osman, Mavi Yıldırım.
Öykü: Türk Kalbi, Kurbağacık, Hayattan Hikayeler, Bu Toprağın Kızları.
Şiir: Bozgun.
Roman: Dikmen Yıldızı, Odun Kokusu, Bir Şoförün Gizli Defteri, Üvey Ana, İki Süngü Arasında, Zekeriya Sofrası, Aşkın Temizi, Eğer Aşk, Yayla Kızı, Mezar Kazıcılar, Bir Kızın Masalı.
AKALIN, L. SAMİ (1924)
İstanbul doğumludur. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi mezunudur. Çeşitli şehirlerde edebiyat öğretmenliği yapmıştır.
Sanat yaşamına şiirle başladı. Ardından araştırma ve inceleme alanına yoğunluk verdi. Çeviriler yaptı. Başlıca eserleri:
Sözlük: Edebiyat Terimleri Sözlüğü.
Antoloji: Japon Şiiri, Çin Şiiri, Hint Şiiri, Zenci Şiiri.
İnceleme-araştırma: Mehmet Rauf, Halit Ziya Uşaklıgil, Türk Manileri, Erzurum Bilmeceleri.
Şiir: İnsan Türü, İnsan Boyutları.
AKANSU, KENAN (1923)
İstanbul doğumludur. Lise öğrenimini Haydarpaşa lisesinde tamamladıktan sonra, İstanbul üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya bölümünün son sınıfından ayrıldı. Yaşamını devlet memurluğu yaparak geçirdi.
Doğan Kardeş isimli dergide çocuk şiirleri yazarak sanat yaşamına başladı. Varlık, Türk Dili, Petek, Çocuk Yuvası, Öğretmen dergilerinde şiirleri yayımlandı. Şiirlerinin ana temasını iyilik, doğruluk ve güzellik kavramları üzerine kurdu.
Başlıca şiir kitapları: Yanık Türkü, Çocuk Bahçesi, Buruk Yaşantı, Zeytin Gözlüm, Çocuk Dünyası (antoloji), Mutluluk Beni Arasın.
AKBAL, OKTAY (1923)
İstanbul doğumludur. İstiklal lisesini bitirdi. Bir süre İstanbul Edebiyat ve Hukuk Fakültelerinde okudu. Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosunda çalıştı. Çeşitli gazetelerde sanat, edebiyat, kitap tanıtımı yazıları yazdı. Gazetelerde köşe yazarlığı yaptı.
Oktay Akbal eserlerinde, gelenek ve göreneklerin arasında sıkışıp kalmış insanların dertlerini işledi. Düşsel öğeler, iç diyaloglar ve çağrışımlarla dolu işlek bir dil üretmiştir. Dinamik ve kısa cümlelerle örülü bir anlatımı vardır. Başlıca eserleri:
Anı-günce: Şair Dostlarım, Günlerde, Anılarda Görmek, Yeryüzü Korkusu, Geçmişin Kuşları.
Deneme-söyleşi: Yazmak Yaşamak, Konumuz Edebiyat, Dost Kitaplar, Ölümsüz Oyun, Atatürk Yaşadı mı, Zaman Sensin, Hiroşimalar Olmasın, İlkyaz Devrimi, Gençler Bize Bakıyor, Temmuz Serçesi, Atatürkçülük Savaşı, Yaşamı Yeniden Kurmak, Önce Şiir Vardı, Atatürk Bir Gün Ölecek, Vatan Mahzun Ben Mahzun, Dünyaya Açılmak, Yaşayıp Görmek, Geçmişin İçinden, Susmak mı Konuşmak mı?, Tarih En Büyük Yargıç, Bir de Simit Ağacı Olsaydı, Anı Değil Yaşam.
Öykü: Önce Ekmekler Bozuldu, Aşksız İnsanlar, Bizans Definesi, Berber Aynası, Bulutun Rengi, Tarzan Öldü, İstinye Suları, Yalnızlık Bana Yasak, Lunapark, Karşı Kıyılar, Ey Gece Kapını Üstüme Kapat.
Roman: Suçumuz İnsan Olmak, Garipler Sokağı, Yeşil Ev (Çocuk Romanı), Atatürk Bir Gün Gelecek (Çocuk Romanı), İnsan Bir Ormandır, Akşam Kuşları, Düş Ekmeği.
AKÇAM, DURSUN (1930)
Ardahan doğumludur. Cılavuz Köy Enstitüsünün ardından Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat bölümünü bitirdi. Çeşitli illerde Türkçe ve Edebiyat öğretmenliği görevinde bulundu.
Dursun Akçam ilk olarak Milliyet Gazetesinin açtığı yarışmada “Analar ve Çocuklar” röportajı ile birinciliği kazanınca adını duyurma şansına sahip oldu. Eserlerinde kırsal kesim insanlarının sorunlarını ve yaşam mücadelelerini konu edindi. Başlıca eserleri:
Röportaj: Analar ve Çocuklar, Doğunun Çilesi, Altta Kalanlar, Kan Çiçekleri.
Öykü: Masal, Ölü Ekmeği, Taş Çorbası, Kafkas Kızı, Köyden İndim Şehre, Alman Ocağı.
Roman: Generaller Birleşin, Kanlı Derenin Kurtları.
AKÇURA, YUSUF (1876 – 1935)
Volga Irmağı kıyısındaki Simbrisk doğumludur. İstanbul Harp Okulunu bitirdi. Ardından Paris’te Siyasal Bilgiler eğitimi gördü. Türkçülük düşüncesini yaymak üzere Rusya’ya gitti. Kazan şehrinde tarih, coğrafya ve Türk Edebiyatı okuttu. İstanbul’a dönüşünde Türk Ocağının kurucuları arasında yer aldı. Türk Yurdu dergisini çıkarttı. Kurtuluş Savaşı’nda Anadolu’ya geçerek Ulusal Mücadeleye katıldı. Kars milletvekilliği yaptı. İstanbul’da öldü.
Yusuf Akçura eserlerinde Türkçülük akımını savundu.
Başlıca eserleri: Üç Tarz-ı Siyaset, Rusya’daki Türk Tatar Müslümanların Şimdiki Vaziyeti ve Emelleri, Siyaset ve İktisat, Muasır Avrupa’da Siyasi ve İçtimai Fikir Cereyanları, Tarih-i Siyasi Dersleri (6 cilt).
AKENGİN, YAHYA (1946)
Bayburt doğumludur. Yavuz Selim İlköğretmen okulundan sonra Erzurum Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünü bitirdi. Çeşitli okullarda Türkçe ve edebiyat öğretmenliği yaptı. TRT Ankara Radyosu Tiyatro Dairesinde çalıştı. Hisar dergisinde yazı ve şiirleri yayımlandı. Başlıca eserleri:
Oyun: Eski Çarıklar.
Şiir: İstersen, Akşamla Gelen, Çağ Sürgünü, Saatler ve Çehreler.
Roman: Dönüş Acıları.
AKGÜN, NAHİT ULVİ (1918 – 1996)
İstanbul doğumludur. İzmir Erkek Lisesini bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünden mezun oldu. Çeşitli liselerde felsefe öğretmenliği yaptı.
Şiirleri Yücel, Değirmen, Varlık, Kovan, Yeditepe, Kaynak, Fikirler dergilerinde yayımlandı. İlk şiirlerinde romantizm hakimdi. Sonraki şiirlerinde ise bireylerin türlü durumlarını tema olarak seçti. Şiirlerinde kişinin toplum karşısında tepkileri samimiyetle yansıttı.
Başlıca şiir kitapları: Karanlıkta Bir Ağaç, Gerçek Düş, Birisi, Evren Türküsü, Güneş Açınca, Ağaçlar Uyanınca, Eksilen Gökyüzü.
AKIN, GÜLTEN (1933)
Yozgat doğumludur. Ankara Kız Lisesini bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Bir süre memurluk yaptıktan sonra avukatlık yaptı.
Şiirleri Türk Dili, Mülkiye ve Hisar dergilerinde yayımlandı. İlk başlarda şiirlerinde kişinin iç çatışmalarını konu edindi. Ardından toplumsal sorunlara eğildi. Şiirlerinde halk şiirinin söyleyiş özelliklerinden, halk ağzının uyumlu, işlek, temiz dilinden faydalandı. Başlıca eserleri:
Düz Yazı: Şiiri Düzde Kuşatmak, 42. Gün.
Şiir: Rüzgar Saati, Kestim Kara Saçlarımı, Seyran Destanı, Kırmız Karanfil, Sığda, Maraş’ın ve Ökkeş’in Destanı, Ağıtlar ve Türküler.
AKIN, SUNAY (1962)
Trabzon doğumludur. Koşu Yolu Lisesini bitirmesinin ardından İstanbul Üniversitesi Coğrafya Bölümünden mezun oldu.
Sunay Akın’ın ilk şiirleri Milliyet Sanat ve Yeni Olgu dergilerinde yayımlandı. Yeni Yaprak ve Olmaz adlı şiir dergilerinin yayımlanmasında katkıları oldu. Başlıca eserleri:
Deneme: Ve Şaire…Ve Şaire, İstanbul’un Nazım Planı, Ayçörek ve Ayyıldız.
Şiir: Makiler, Kaza Süsü, Antik Acılar.
AKSAL, SABAHATTİN KUDRET (1920 – 1993)
İstanbul doğumludur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü mezunudur. Bir dönem öğretmenlik yaptıktan sonra belediyeye bağlı kuruluşlarda çalıştı. İstanbul’da öldü.
Aksal, Varlık, İnsan, Oluş dergilerinde yayımlanan şiirleriyle adından söz ettirdi. 1947 sonrasında öykü ve oyun türlerinde eserler verdi.
Şiirlerinde yaşama sevincini, öykü ve oyunlarında ise psikolojik gözlemlerini işledi. Şiirin bir düşünceyi ve duyguyu en güçlü biçimde ifade etmeye yarayan sanat dalı olduğuna inandı. “Hikaye sadece okuya yaşanmış etkisini versin yeter. Sonra bence iyi bir hikayeci, hikayeyi bir yana atmış ya da kendine has bir tahkiye getirmiş kişidir.” görüşündedir. Başlıca eserleri:
Deneme ve eleştiri: Geçmişle Gelecek.
Oyun: Evin Üstündeki Bulut, Şakacı, Bir Odada Üç Ayna, Tersine Dönen Şemsiye, Kahvede Şenlik Var, Bay Hiç, Kral Üşümesi, Sonsuzluk Kitabevi, Önemli Adam.
Öykü: Gazoz Ağacı, Yaralı Hayvan.
Şiir: Şarkılı Kahve, Gün Işığı, Elinde, Duru Gök, Bir Sabah Uyanmak, Çizgi, Eşik, Zamanlar, Bir Zaman Düşü, Buluşma [Bütün Şiirleri, Şiirler (1988) adlı kitapta toplanmıştır.]
AKSAN, DOĞAN (1929 – 2010)
İzmir doğumludur. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü mezunudur. Aynı bölümde profesörlük yaptı.
İlk olarak Varlık ve Türk Dili dergilerinde çıkan yazılarıyla tanındı. Dilbilimi alanında önemli çalışmalara imza attı.
Başlıca eserleri: Anlambilim ve Türk Anlambilimi; Her Yönüyle Dil, Ana Çizgileriyle Dil Bilim; Türkçenin Gücü.
AKSOY, ÖMER ASIM (1898 – 1993)
Gaziantep doğumludur. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Öğretmenlik, savcılık, avukatlık ve milletvekilliği yaptı. Türk Dil Kurumunda genel yazmanlık görevinde bulundu.
Türkçenin özleştirilmesi için yoğun çaba gösterdi. Dil ve folklor alanlarında çalışmalar yaptı.
Başlıca eserleri: Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü (4 cilt), Derleme Sözlüğü, Bölge Ağızlarında Atasözü ve Deyimler, Dil Üzerine Düşünceler Düzeltmeler, Gelişen ve Özleşen Dilimiz, Özleştirme Durdurulamaz, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü (3 cilt), Dil Yanlışları, Yine Dil Yanlışları.
AKTUNÇ, HULKİ (1949)
İstanbul doğumludur. Ortaöğrenimini askeri okullarda tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesindeki eğitimini yarıda bıraktı.
Aktunç, Soyut, Yeni Edebiyat, Yeni Dergi, Papirüs ve Türkiye Defteri dergilerinde yazdı. Öykülerinde olayları atlamalı kesitler eşliğinde sundu. Konuyu gizleyerek dolaylı anlatım yolunu tercih etti. Başlıca eserleri:
Sözlük: Argo Sözlüğü.
Öykü: Gidenler Dönmeyenler, Kurtarılmış Haziran, Bir Yer Göstericinin Hayatı, Ten ve Gölge.
Şiir: Sır Katibi, Islıkla Tarihçe.
Roman: Son İki Eylül, Bir Çağ Yangını.
AKYÜZ, KENAN (1911)
Yanya doğumludur. Kabataş Erkek Lisesini bitirmesinin ardından İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Çeşitli illerde edebiyat öğretmenliği görevinde bulundu. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde profesörlük yaptı.
Akyüz, edebiyat tarihi, inceleme ve eleştiri alanlarında eserler verdi.
Başlıca eserleri: Tevfik Fikret, Modern Türk Edebiyatının Ana Çizgileri, Batı Tesirinde Türk Şiiri Antolojisi.
ALAIN (1868 – 1951)
Fransız yazar ve filozofudur. Normale Superrieure’de eğitim gördü. Paris’te felsefe öğretmenliği yaptı. 1914’te gönüllü olarak I. Dünya Savaşı’na katıldı. Bu savaşta yaşadığı deneyimleri Mars ya da Yargılanan Savaş adlı kitabında anlattı.
Alain (Alen), XX. yüzyılın başlarında Fransa’da Montaigne, Hegel ve Comte öğretilerinin etkilerini taşıyan felsefi bir yaklaşımın önemli temsilcilerinden biri olmuştur.
Alain, daha çok aydınlatıcı öğretmen kimliğiyle ve düşüncelerini aktardığı deneme ve söyleşileriyle adından söz ettirdi. Parlak bir üslupla ele aldığı bu yazılarını konularına göre topladı. Söyleşileriyle olduğu kadar, estetik üzerine görüşleriyle de tanınır.
Başlıca eserleri: Mutluluk Üstüne Düşünceler, Güzel Sanatlar Sistemi, Estetiğe Ön Hazırlık, Eğitim Üstüne Düşünceler, Tanrılar, Çağlar ve Düşünceler.
ALANGU, TAHİR (1916 – 1973)
İstanbul doğumludur. Kabataş Lisesini bitirdikten sonra İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Edebiyat öğretmenliği yaptı. İstanbul’da öldü.
Alangu, öykü, roman türleri üzerindeki eleştiri yazıları, folklor ve edebiyat tarihi alanındaki çalışmaları ile bilinir. Yazıları, Yeni Türk, Değirmen, Yenilik, Yeditepe, Dost, Ataç gibi dergilerde yayımlandı.
Başlıca eserleri: Çalgılı Kahvelerdeki Külhanbey Edebiyatı ve Numuneleri, Sait Faik için, Ataç’a Saygı (anma kitabı), Kalevala (destan özeti, inceleme), Cumhuriyetten Sonra Hikaye ve Roman (3 cilt, inceleme), Billur Köşk Masalları, 100 Ünlü Türk Eseri (2 cilt, inceleme-antoloji), Keloğlan Masalları, Ömer Seyfettin (monografi), Türkiye Folkloru El Kitabı.
ALİ İZZET [ÖZKAN] (1902 – 1981)
Şarkışla, Sivas doğumludur. Sivaslı aşık Sabri’den dersler aldı. Kurtuluş Savaşı’na katıldı.
İzzet küçük yaşta saz çalmaya başladı. Saz şairliği geleneğini sürdüren sanatçılarımızdan birisidir. Kimi şiirleri Ülkü dergisinde yayımlandı. Plak ve kasetler aracılığıyla geniş halk kitlelerine ulaştı.
Başlıca eserleri: Türk’ün Sazından, Mühür Gözlüm.
ALİ ŞİR NEVAİ (1441 – 1501)
Herat doğumludur. Uygur Türklerinden Gıyaseddin Kiçkine Bahşi’nin oğludur. Sultan Hüseyin Baykara’nın çocukluk arkadaşıdır. Gençlik yılları Meşhed, Herat ve Semerkand’da geçti. Hüseyin Baykara, Herat’ı ele geçirdikten sonra (1469), Ali Şir Nevai otuz iki yıl boyunca Baykara’nın yanında devlet hizmetlerinde bulundu. Yaşamı boyunca siyaset ve sanat alanlarında en çok sözü geçenler arasında yer aldı. Herat’ta öldü.
Ali Şir Nevai eserlerinde Türk ruhunu belirtmeye çalışmıştır. Türkçeye büyük önem vermiş, Türk dilinin gelişimi için büyük çaba göstermiştir. Farsçanın resmi dil olduğu bir çağda Nevai, Türkçenin en az Farsça kadar güçlü bir dil olduğunu kanıtlamaya çalıştı. Horasan’da açtığı sanat çığırıyla ünü bütün Türk dünyasına yayılmış, eserleri Anadolu, Rumeli, Kırım, Azerbaycan, İran, Irak ve Hindistan gibi geniş bir coğrafyada Türkler arasında yüzyıllar boyu ilgiyle okunmuştur.
Nevai’nin amacı; Türkleri kültür ve edebiyat aracılığıyla birleştirerek, tek bir ruh bayrağı altında toplamaktı. “Cihanda Türk edebiyatı bayrağını kaldırmak suretiyle Türkleri tek millet haline soktum…hiç ordum olmadığı halde, Çin sınırına ve Tebriz’e kadar bütün Türk ve Türkmen illerini sırf divanımı göndermek suretiyle fethettim.” demiştir.
Eserlerinde çağının toplumsal sorunlarına değinmiş, iki yüzlü sofraları, bilgiyi küçümseyen, bilgisizleri değerli sayanları eleştirmiştir. Büyüklük taslayan, görevini kötüye kullanan devlet görevlilerini yermiş, alçak gönüllülüğü göklere çıkarmış, sözü düşünerek kullanmayı öğütlemiştir.
Nevai, nazım ve düz yazı alanlarında birçok eser vermiştir. Başlıca eserleri:
Muhakemetü’l Lugateyn: (İki Sözlüğün Yargısı, düz yazı) Türkçenin Farsçadan üstün olduğunu kanıtlamak için yazmıştır.
Mecalisü’n-Nefais: (Nefis Meclisler, düz yazı) Tür edebiyatında yazılmış ilk şairler tezkiresidir.
Mizanü’l-Evzan: (Ölçülerin Tartısı, düz yazı) Türklerin kullandığı nazım ve musiki biçimlerini anlatır.
Garaibü’l Sıgar, Nevadirü’ş-Şebap, Bedaiü’l-Vasat, ve Fevaidü’l-Kiber adlı dört Türkçe divanını Hazainü’l-Maani adıyla bir araya toplamıştır. 32 harfle yazdığı gazellerini konularına göre de bölümlemiştir. Dört Türkçe divanında elli beş bin beyit vardır. Farsça divanında ise on iki bin beyit bulunmaktadır.
Bir şairin ustalığının ve başarısının ölçüsü olan Hamse’si önemlidir. Kırk altı bin beyitlik Hamse’sini iki yılda tamamlamıştır. Hamse’sinde Hayretü’l Ebrar, Ferhad ü Şirin, Leyli vü Mecnun, Seb’a-i Seyyar, Sedd-i İskenderi adlı mesneviler vardır.
Mahbübü’l-Kulüb: Herat ve çevresiyle, toplumsal ve kültürel yaşantıyla ilgilidir.
ALKAN, ERDOĞAN (1935)
Şarkışla, Sivas doğumludur. Samsun Lisesini bitirdikten sonra Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun olmuştur. Kaymakamlık yaptı. TRT’de, Turizm Bakanlığında, Milli Prodüktive Merkezi’nde çalıştı.
Alkan, Türk Dili, Varlık, Yazko-Edebiyat dergilerinde çıkan şiir ve çevirileriyle adından söz ettirdi. Başlıca eserleri:
Çeviri: Rimbaud’dan Seçme Şiirler, Gerçekçiliğin Boyutları, Elsa’nın Mecnunu (Aragon’dan), Yürekteki İspanya ve Oduncunun Türküsü (Pablo Neruda’dan), Espri Sanatı (Sigmund Freud’dan), 100 Aşk Şiiri (Mollarme’dden).
İnceleme: Sembolizm, Şiir Sanatı.
Şiir: Güneş Tozları, Elimde Güller ve Rüzgar, Kuş Ormanı, Kıyı, Kerem Gibi, Eylül Çalgıcısı.
ALOVA, ERDAL (1952)
Ankara doğumludur. Ortaöğrenimini Ankara’da tamamladı. ODTÜ ve İstanbul Üniversitesindeki öğrenimlerini yarıda bıraktı.
Alova, Sanat Emeği, Yeni Dergi, Adam Sanat ve Militan dergilerindeki şiirleriyle tanındı. Kavafis, Neruda ve Nezval’dan çeviriler yaptı.
Başlıca şiir kitapları: En Son Çıkan Şarkılar, Giz Dökümü, Bitik Kent.
ALTAN, AHMET (1950)
Ankara doğumludur. İstanbul Kültür Kolejini bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. Çeşitli gazete ve televizyonlarda çalıştı. Köşe yazarlığı yaptı.
Altan, romanlarında, toplumun sert kurallarıyla kuşatılan bireyin iç çatışmalarını işledi. Başlıca eserleri:
Deneme: Geceyarısı Şarkıları, Karanlıkta Sabah Kuşları.
Roman: Dört Mevsim Sonbahar, Sudaki İz, Yalnızlığın Özel Tarihi, Tehlikeli Masallar, Kılıç Yarası Gibi.
ALTAN, ÇETİN (1926)
İstanbul doğumludur. Galatasaray Lisesini bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Çeşitli gazetelerde köşe yazarlığı ve milletvekilliği yaptı.
Çetin Altan, sanat yaşamına şiirle başladı. Ardından oyun ve roman türlerinde eserler verdi. Romanlarında toplumsal değişiklikler, baskılar karşısında özgürlük arayan bireyin sorunlarına eğildi. Oyunlarında toplumsal gelişmeler sonucu parçalanan, etik değerleri erozyona uğrayan ailelerin dramını anlattı. Başlıca eserleri:
Çocuk Kitabı: Alfabe.
İnceleme: Atatürk’ün Sosyal Görüşleri.
Seçilmiş köşe yazılarından oluşan kitapları: Taş, Onlar Uyanırken, Suçlanan Yazılar, Gölgelerin Gölgesi, Şeytan Aynaları, Işık ve Ateş, Kadın.
Oyun: Çemberler, Mor Defter, Suçlular, Dilekçe ve Tahtıravalli, Yedinci Köpek, Komisyon, Telefon Kimin İçin Çalıyor.
Öykü: Rıza Bey’in Polisiye Öyküleri.
Roman: Büyük Gözaltı, Bir Avuç Gökyüzü, Viski, Küçük Bahçe.
ALTINKAYNAK, HİKMET (1945)
Niğde doğumludur. Ankara Öğretmen Okulunu bitirdi. Çeşitli illerde öğretmenlik yaptı. Edebiyat dergilerinde yöneticilik yaptı.
Dergi ve gazetelerde yayımlanan kitap değerlendirme, inceleme ve eleştiri yazılarıyla tanındı. Çocuk edebiyatı ve yardımcı ders kitapları alanlarında eserler verdi.
Başlıca eserleri: Edebiyatımızda 40 Kuşağı (inceleme), Orhan Kemal (monografi), Zamanla (eleştiri), Kutlu Günlerimiz, Deyimlerimizin Dili, Arkadaşım Bilgisayar, Ev Ödevi, Fındık Kabuğuna Girer Kale Kapısına Sığmaz, Bizim Ünlüler.
AMICIS, EDMONDO DE (1846 – 1908)
İtalyan yazar ve eğitimcisi. Ülkemizde Çocuk Kalbi adlı eseriyle ünlendi. Bu eser, çocuk, okul ve aile ilişkilerini anlatan eğitici bir çocuk romanıdır.
Amicis (Amik), yaptığı gezilerde edindiği izlenimlerini yazdı. Öğrencilerin yaşantılarını, davranışlarını heyecanlı ve duygulu bir dille anlattı.
Dilimize çevrilen eseri: Çocuk Kalbi (İlk kez İbrahim Alaettin Gövsa tarafından 1930’da çevrildi.
AND, METİN (1927 – 2008)
İstanbul doğumludur. Galatasaray Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Sahne sanatları alanında Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nde çalışmalarda bulundu.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi ile Basın Yayın Yüksek Okulunda öğretim görevlisi olarak çalıştı.
Forum, Değişim, Dost, Türk Dili, Milliyet gibi dergi ve gazetelerde yazıları yayımlandı. Tiyatro üzerine araştırma ve eleştiri yazıları yazdı.
Başlıca eserleri: Gönlü Yüce Türk, Kırk Gün Kırk Gece (seyirlik oyunlar üzerine inceleme), Kavuklu Hamdi’den üç Ortaoyunu, Türk Köyü Dansları, Geleneksel Türk Tiyatrosu, 100 Soruda Türk Tiyatrosu, Tanzimat ve İstibdat Döneminde Türk Tiyatrosu, Tiyatro Kılavuzu, Oyun ve Bügü, Osmanlı Tiyatrosu, Dünyada ve Bizde Gölge Oyunu, İnsanüstülük Taslayanların İçyüzü, İlk Türkçe Oyunlar, Osmanlı Şenliklerinde Türk Sanatları, Atatürk ve Tiyatro, Türk Tiyatrosu ve Evreleri.
ANDAY, MELİH CEVDET (1915 – 2002)
İstanbul doğumludur. Ankara Gazi Lisesini bitirdi. Yükseköğrenim görmek için gittiği Belçika’yı II. Dünya Savaşı’nın başlamasının ardından terk etmek zorunda kaldı. Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Müdürlüğü’nde ve Ankara kitaplığında çalıştı. İstanbul Belediye Konservatuarı Tiyatro Bölümü öğretmenliğinden emekli oldu.
Şiirleri; Varlık, Yaprak, Papirüs, Yeditepe, Gösteri, Yeni Dergi dergilerinde yayımlandı. Cumhuriyet gazetesinde denemeleri basıldı.
Anday, Oktay Rifat ve Orhan Veli ile birlikte “Garip Hareketi” adlı yeni bir şiir ekolünün temsilcilerinden oldu. İlk şiirlerinde işlediği romantik öğeleri terk ederek, toplumsal temalara yöneldi. Düz yazılarında düşünceye dayalı, şiirsel ve özlü bir anlatımı tercih etti. Başlıca eserleri:
Anı: Akan Zaman Duran Zaman.
Gezi Yazısı: Sovyet Rusya-Azerbaycan-Özbekistan-Bulgaristan-Macaristan.
Deneme: Doğu-Batı, Konuşarak, Yeni Tanrılar, Gelişen Komedya, Dilimiz Üstüne Konuşmalar, Sosyalist Bir Dünya.
Oyun: İçerdekiler, Mikado’nun Çöpleri, Dört Oyun (Yarın Başka Koruda, Dikkat Köpek Var, Ölüler Konuşmak İsterler, Müfettişler).
Şiir: Garip (Orhan Veli ve Oktay Rifat’la), Telgrafhane, Rahatı Kaçan Ağaç, Yan Yana, Kolları Bağlı Odysseus, Teknenin Ölümü, Göçebe Denizin Üstünde, Ölümsüzlük Ardında Gılgamış, Tanıdık Dünya, Sözcükler, Güneşte, Yağmurun Altında.
Roman: Aylaklar, Gizli Emir, Raziye, İsa’nın Güncesi, Yağmurlu Sokak.
ANDERSEN, HANS CHRISTIAN (1805 – 1875)
Danimarkalı bir masal yazarıdır. Bir ayakkabı tamircisinin oğludur. Babası öldükten sonra Kopenhag Kral Tiyatrosunun Dans Bölümüne girdi. Bu dönemde yazdığı şiirler, romanlar, oyunlar, gezi yazıları ve masallar aracılığıyla tanındı. Kralın yardımıyla yurdumuz da dahil olmak üzere birçok Avrupa ülkesini dolaştı.
Derlediği ve yazdığı masallarda halk deyişlerine yer verdi. Masallar adıyla yayımlanan eseri birçok dile çevrildi. Andersen’in msasalları dilimize Çirkin Ördek, Karlar Kraliçesi, Kibritçi Kız, Parmak Kız, Yiğit Kurşun Asker, Küçük Siren gibi adlar altında çevrildi. Ayrıca Andersen Masalları adı altında baskıları da yapıldı.
APAYDIN, TALİP (1926)
Polatlı, Ankara doğumludur. Ortaöğrenimini Çifteler Köy Enstitüsünde, yükseköğrenimini Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsünde tamamladı. Sonrasında Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik bölümünü bitirdi. Çeşitli şehirlerde öğretmenlik yaptı.
İlk şiir ve öyküleri öğrencilik yıllarında Köy Enstitüleri dergisinde yayımlandı. Daha sonra çeşitli dergilerde yazıları yayımlandı. Öykü ve romanlarında kırsal kesimin hikayelerinden esinlendi. Eserlerinde köy ve kasaba insanlarının toplumsal güçlerle ve doğayla ilişkilerini işledi. Başlıca eserleri:
Köy Notları: Bozkırda günler.
Anı: Karanlığın Kudreti, Akan Sulara Karşı.
Oyun: Bir Yol.
Öykü: Ateş Düşünce, Öte Yakadaki Cennet, Yolun Kıyısındaki Adam, Duvar Yazıları, O Güzel İnsanlar (çocuk öyküleri), Kökten Ankaralı, Öykülerde Çizgiler, Koca Taş, Yangın (çocuk öyküleri), Hendek Başı, Hem Uzak Hem Yakın.
Şiir: Susuzluk.
Roman: Sarı Traktör, Yarbükü, Emmioğlu, Ortakçılar, Ferhat ile Şirin, Toprağa Basınca (çocuk romanı), Define, Köylüler, Yoz Duvar, Kente İndi İdris, Vatan Dediler, Toz Duman İçinde, Tütün Yorgunu, Dağdaki Kaynak (çocuk romanı).
ARABUL, MUZAFFER (1917)
İstanbul doğumludur. Liseyi Pertevniyal Lisesinde bitirdi. Bir yıl Tapu ve Kadastro okulunda eğitim gördü. Kadastro fen memurluğu, muhasebecilik, reklamcılık ve gazetecilik yaptı.
İlk şiirlerini Yücel dergisinde yayımladı. Daha sonra Türk Solu, Güney, Yazko-Edebiyat, Gençlik Sanat dergilerinde yazdı. Şiirleri yanında roman türünde de eserler verdi. Eserlerinde toplumcu bir çizgiyi işledi. Başlıca eserleri:
Şiir: Sana Ne Olmuş, İnsana Saygı, eğri Tahtalar, Eski bir Çağ, Tam Güneşin Altı, Ertelenmiş Şarkılar.
Roman: Çakrazlar.
Diğer eserleri: Toplumsal Eylem (makale-köşe yazısı), Ebusuut efendi (inceleme).
ARAGON, LOUIS (1897 – 1982)
Fransız şair ve yazarıdır. Paris doğumludur. Tıp öğrenimi gördü. Önceleri Dadaizm ve gerçeküstücülük (sürrealizm) akımları doğrultusunda eserler verdi. Ardından “toplum için snat” ilkesini benimseyerek Fransız yeni gerçekçilik akımının öncüleri arasında yer aldı. II. Dünya Savaşı’nda Fransa’nın işgaline karşı tavır aldı. Şiirleriyle direnişe destek verdi.
Aragon, şiirin yanında roman ve deneme türlerinde eserler de verdi. Başlıca eserleri:
Şiir: Parisli Köylü, Elsa’nın Gözleri, Can Sıkıntısı.
Roman: Bale Çanları, Kibar Semtler.
ARAL, İNCİ (1944)
İlköğrenimini Manisa İlköğretim okulunda tamamladıktan sonra Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümünü bitirdi. Çeşitli illerde öğretmenlik yaptı.
Çeşitli öyküleri; Türk Dili, Varlık, Dönemeç, Türkiye Yazıları, Sesimiz, Soyut dergilerinde yayımlandı. Eserlerinde güncel sorunlarla boğuşan insanları, toplumsal konumlarından soyutlamadan kadın duyarlılığı ile işledi. Başlıca eserleri:
Öykü: Ağda Zamanı, Sevginin Eşsiz Kışı, Uykusuzlar, Kıran Resimleri.
Roman: Ölü Erkek Kuşlar, Hiçbir Aşk Hiçbir Ölüm, Yeni Yalan Zamanlar, İçimden Kuşlar Geçiyor.
ARAT, REŞİT RAHMETİ (1900 – 1964)
Eski Ücüm kasabası, Kazan doğumludur. İlk ve ortaöğrenimini Kızılyar’da yaptı. Prof. W. Bang’ın öğrencisi olarak Berlin Üniversitesinde Türkoloji okudu. Aynı üniversitenin Felsefe Bölümünü de bitirdi. Ardından profesör olarak İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde öğretim üyeliği yaptı. Türkiyat Enstitüsünde müdürlük görevinde bulundu.
Özellikle Uygur Türkleri üzerine yaptığı inceleme ve çalışmalarla tanındı.
Başlıca eserleri: Uygurlarda Hekimlik, Türkçe Tufan Metinleri (W. Bang ve Gabain ile), Oğuz Kaan Destanı (W. Bang ile), Uygurca Yazılar Arasında, Kutadgu Bilig, Atabet’ül Hakayık, Türk Şivelerinin Tasnifi, Eski Türk Şiiri.
ARAZ, NEZİHE (1922 – 2009)
Konya doğumludur. Ankara Kız Lisesini bitirdikten sonra, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Psikoloji ve Felsefe bölümlerini bitirdi.
Sanat yaşamına şiirle başladı. Daha sonra biyografi, inceleme ve oyun türlerinde eserler verdi. Meydan Larousse ve Türkiye ansiklopedilerinin yayın kurullarını yönetti. Başlıca eserleri:
Oyun: Bozkır Güzellemesi, Öyle Bir Nevcivan, Ballar Balını Buldum, Savaş Yorgunu Kadınlar, Afife Jale.
Biyografi-inceleme: Fatih’in Derunu Tarihi, Anadolu Evliyaları, Mustafa Kemal’le 1000 Gün, 28 Peygamber, Dertli Dolap, Mevlana’nın Romanı, Gelin Canlar Bir Olalım.
Şiir: Benim Dünyam.
ARDAĞI, ADNAN (1922 – 1998)
Pazar doğumludur. Vefa lisesini bitirdikten sonra İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Matematik-Astronomi Bölümünü bitirdi. Çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı.
Ardağı, sanat yaşamına şiirle başladı. Birçok şiiri bestelendi. Şiirin yanında Adnan Çakmakçıoğlu takma adıyla çocuk edebiyatı alanında eserler verdi. Başlıca eserleri:
Çocuk Kitabı: Nasrettin Hoca, Zavallı Korkuluk, Küçük Taka, Yaralı Sığırcık.
Şiir: Bir Masal Gibi, Kapılar, Mustafa Kemal Atatürk, Güz Şöleni, Çocuk Şiirleri, Şarkıların Vatanı Kalplerdir, Öğretmenin Dünyası, Acı, Soyut.
Öykü: Bizim Evin Savaşları Güzeldir, Son Ders.
ASENA, ORHAN (1922 – 2001)
Diyarbakır doğumludur. Diyarbakır Lisesini tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi. İhtisasını Çocuk Hastalıkları üzerine yaptı. Çeşitli illerde doktorluk yaptı.
Sanat yaşamına şiirle başladı. Daha sonra oyun yazarlığı yaptı. Oyunlarında değişik çevrelerden seçtiği kadın ve erkek tiplerinin yanında tarihsel kişileri de işledi. Başlıca eserleri:
Şiir: Masal, Kıt Kanaat.
Oyun: Korku, Tanrılar ve İnsanlar, Hürrem Sultan, Karacaoğlan, Kapılar, tohum ve Toprak, Gecenin Sonu, Ana, Fadik Kız, Korkunç Oyun, Simavnalı Şeyh Bedrettin, Atçalı Kel Mehmet, geçkin Kız, El Kapısı, 16 Mart 1920, Candan Can Koparmak, Ya Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe, Karagöz Emekli, Şili’de Av, Ölü Kentin Nabzı, Ölümü Yaşamak, Yıldız Yargılaması, Ali (çocuk oyunu).
ASYA, ARİF NİHAT (1904 – 1957)
Çatalca, İstanbul doğumludur. Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesini ve ardından İstanbul yüksek Öğretmen Okulunu bitirdi. 23 yıl öğretmen olarak çeşitli illerde ve Kıbrıs’ta görev yaptı. 1950-1954 yılları arasında Adana milletvekilliği yaptı. Asya, emeklilik yıllarında Yeni İstanbul ve Babıali’de Sabah gazetelerinde edebi ve siyasi fıkra yazarlığı yaptı. Ankara’da öldü.
Bayrak, vatan, ulus, tarih, kahramanlık, doğa, din, aşk, temalarını işlediği şiirlerini Çağlayan, Türk Yurdu, Hayat, Hisar, Defne gibi dergilerde yayımladı. Aruz, hece ve serbest ölçüyü birlikte kullandı. Coşku, yoğunluklu anlatım ve halkça söyleyiş şiirlerinin temel özelliklerindendir. Başlıca eserleri:
Özdeyişler: Kanatlar ve Gagalar.
Düz yazıları: Enikli Kapı.
Rubaileri: Kıbrıs Rubaileri, Nisan, Avrupa’dan Rubailer, Kova Burcu.
AŞIK ÖMER (1630 ? – 1707)
Konya’nın Gözleve köyü doğumlu olduğu tahmin edilmektedir. Şiirlerinden belli bir eğitim aldığı ve bir ordu şairi olduğu anlaşılmaktadır. Yeniçeri olarak birçok sınır boyu kalesinde bulunmuş; bazı savaşlarda yer almış; imamlık, hafızlık, dervişlik etmiş; İstanbul’da uzun zaman kaldıktan sonra Varna, Bursa, Sakız, Sinop Bağdat illerini, Tuna kıyılarını gezmiştir. Gezdiği yerleri anlatan şiirleri vardır. Mezarının İstanbul’da olduğu sanılmaktadır.
Aşık Ömer’in şiirlerinde klasik edebiyatın etkileri görülür. Yabancı sözcüklerle dil kurallarını, klasik şiirin manzumlarını çok sık kullanır. Aruzla yazdığı şiirleri de mevcuttur fakat bunlar çok başarılı değildir. Asıl gücünü aşık tarzı şiirlerinde göstermiştir.
Aşık Ömer’in koşma, deyiş, semai, varsağı, destan, türkmani, kalenderi gibi hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerinde bir samimiyet, bir kendine özgülük dikkat çeker.
ATABEK, ERDAL (1930)
Adapazarı doğumludur. Kabataş Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi tıp Fakültesini bitirdi. İhtisasını İç Hastalıkları üzerine tamamladı. Çeşitli kurumlarda doktorluk mesleğini icra etti.
Milliyet, Toplum ve Hekim, Cumhuriyet, Bilim ve Sanat dergi ve gazetelerinde yayımlanan toplum sorunlarıyla ilgilendiği yazıları ile tanındı. Gençlik ve sorunlarını ele alan eserler verdi.
Başlıca eserleri: Alkol ve İnsan, İnsan Sıcağı, Sözüm Sanadır, Kendi Yurdunda Sürgünsün, Kışkırtılmış Erkeklik-Bastırılmış Kadınlık, Kuşatılmış Gençlik, Gençlik Duvarları Yıkıyor, Kırmızı Işıkta Yürümek, Belki de Sensin, Beyaz Balinayı Sevmek, Çocuklar Büyükler ve Tavşanlar.
ATACANOĞLU, ATA (1922 – 1989)
Marı doğumludur. Köy okulunun ardından Taşkent Türkmen Öğretmen Okulunu bitirdi. Daha sonra Aşkabat Pedagoji Enstitüsüne devam etti. Moskova’da Sovyet Yazarlar Birliği kurslarına katıldı.
Bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra yayın hayatına atıldı. Yaaş Kommunist (Genç Komünist), Türkmenistan Yazarlar Birliği ve Türkmenistan Kitapseverler Cemiyetinde önemli hizmetlerde bulundu.
“Taze Yıl Geldi” (Yeni Yıl Geldi) adlı ilk şiiri 1941 yılında yayımlandı. II. Dünya Savaşı sırasında yazdığı şiirlerle tanındı. Şiirleri Rusça, İngilizce, İspanyolca, Bulgarca ve Lehçe’ye çevrildi.
Şiirlerindeki başlıca konular, insan-toprak-su arasındaki sıkı bağlar, sevgi, insan ve dünyanın geleceğine ilişkin sorunlardır. Eserleri birçok ödül kazandı.
Başlıca eserleri: Arzılı Mııhmaan (Aziz Misafir), Sallançağım Sahra Menin (Salıncağım Sahra Benim), Öçme Oocağım (Sönme Ocağım), Aaylı Ağşam (Aylı Akşam), Men Size Baryaan (Ben Size Gitmekteyim).
ATAÇ, NURULLAH (1898 – 1957)
İstanbul doğumludur. Liseyi Galatasaray Lisesinde okudu. Ardından bir süre Edebiyat Fakültesine devam etti. Kendi kendisini yetiştirerek Fransızca öğrendi. Öğretmenlik yaptı. Cumhurbaşkanlığı tercümanlığı görevinden emekli oldu. Ankara’da öldü.
Edebiyat çevrelerince Cumhuriyet öncesi dönemde yayınlanan Dergah isimli dergide yayımlanan şiir, makale ve tiyatro eleştirileriyle tanındı. Cumhuriyet dönemiyle birlikte Akşam, Milliyet, Vakit, Cumhuriyet ve Ulus gibi gazetelerde deneme, eleştiri yazıları yazmaya başladı. Çeviriler yaptı, genç yazar ve şairlerin tanıtımına katkıda bulundu.
Ataç, Türkçenin özleşmesi için yoğun gayret gösterdi. Devrik cümlelere dayalı yeni bir dil ve anlatım biçimi geliştirdi. Denemelerinde genel kabul görmüş konuları ele alarak onları yeniden değerlendirdi. Başlıca eserleri:
Deneme-söyleşi-eleştiri: Günlerin Getirdiği, Karalama Defteri, Sözden Söze, Ararken, Diyelim, Söz Arasında, Dergilerde, Prospo ile Caliban, Söyleşiler, Okuruma Mektuplar, Günce.
Ayrıca Ataç’ın Yunan, Latin, Fransız, Rus klasik yada çağdaş yazarlarından elliye yakın çevirisi vardır.
Asım Bezirci’nin Nurullah Ataç ve Mehmet Salihoğlu’nun Ataç’la Gelen adlı birer incelemesi de mevcuttur.
ATALAY, BESİM (1882 – 1965)
Uşak doğumludur. İstanbul Öğretmen Okulundan mezun oldu. Öğretmenlik ve milli eğitim müdürlüğü görevlerinde bulundu. TDK’de ve Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde çalıştı. Milletvekili seçildi.
Atalay, Arapça ve Farsça biliyordu. Türk dili üzerine çalışmalar yaptı. Türkçenin özleşmesi için çaba sarf etti.
Başlıca eserleri: Türk Büyükleri ve Türk Adları, Bektaşilik ve Edebiyatı, Türk Dili Kuralları, Onuncu Yıl Destanı, Divan-ı Lügat-it Türk (4 cilt), Türkçemizde Men-Man, Türk Dilinde Ekler ve Kökler Üzerine Bir Deneme, Türkçede Kelime Yapma Yolları, Arapça ile Türkçenin Karşılaştırılması, Kur’an-ı Kerim’in Türkçe Çevirisi, Türk Dilinde Ana Kelimeler veya Türkçede Türetme Sözlüğü.
ATAY, CAHİT (1925)
Çorum doğumludur. Lise öğrenimini yarıda bıraktı. Köy öğretmenliği ve memurluk görevlerinde bulundu.
Atay, konularını köy ve kasaba yaşamından alan oyunlar yazdı.
Başlıca oyunları: Pervaneler, Amele Hıdır, Pusuda, Kuma (senaryo), Sahildeki Kanepe, Gültepe Oyunları, Hamdi ve Hamdi, Palabıyık, Karaların Memetleri, Kırlangıçlar, Ana Hanım-Kız Hanım, Sultan Gelin, Ormanda.
ATAY, FALİH RIFKI (1894 – 1971)
İstanbul doğumludur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesini bitirdi. Arkadaşlarıyla birlikte çıkarttığı Tanin gazetesinde Milli Mücadeleyi destekledi. Cumhuriyetin ilanının ardından milletvekili oldu. Hakimiyeti Milliye, Milliyet, Ulus gazetelerinin başyazarlığı görevini yürüttü. İstanbul’da öldü.
Atay, anı, köşe yazısı, gezi yazısı, söyleşi, makale türlerindeki yazılarıyla tanındı. Atatürk devrimlerini savunan yazılar kaleme aldı. Batılılaşma çabalarını destekledi. Türkçenin geniş anlatım olanaklarına kavuşmasında emeği geçen yazarlarımızın başında gelir. Canlı, akıcı bir anlatımı; kısa cümleli, halkın anladığı sözcüklerle kurulu bir dili vardır. Gezi yazılarında gezip gördüğü yerlerin bireysel ve toplumsal özelliklerini ustalıkla aktarır. Başlıca eserleri:
Anı: Ateş ve Güneş (Suriye ve Filistin Savaşı anıları), Atatürk Ne İdi, Zeytindağı, Atatürk’ün Hatıraları, Atatürk’ün Bana Anlattıkları, Batış Yılları, Mustafa Kemal’le Mütareke Defteri, Çankaya.
Gazete yazıları: Eski Saat, Bayrak, Niçin Kurtulamamak, Pazar Konuşmaları, Çile, Kurtuluş, İnanç.
Gezi yazısı: Faşist Roma Kemalist Tiran, Gezerek Gördüklerim (seçmeler), Kaybolmuş Makedonya, Yolcu Defteri, Deniz Aşırı (Brezilya gezisi), Hind, Yeni Rusya, Tuna Kıyıları, Moskova-Roma, Taymis Kıyıları, Bizim Akdeniz.
İnceleme: Başveren İnkılapçı (Ali Suavi üzerine), Atatürkçülük Nedir?
Roman: Roman.
ATAY, OĞUZ (1934 – 1977)
İnebolu doğumludur. Ankara Maarif Kolejini bitirdikten sonra İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesinden mezun oldu. Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisinde öğretim üyeliği yaptı.
Öykü ve romanlarında toplumun kurallarıyla çatışan eğitimli kişilerin iç dünyalarını işledi. Eserlerinde yergi ve taşlama öğelerine yer verdi. Başlıca eserleri:
Oyun: Oyunlarla Yaşayanlar.
Öykü: Korkuyu Beklerken.
Roman: Tutunamayanlar, Tehlikeli Oyunlar, Bir Bilim Adamının Romanı.
ATEŞ, TOKTAMIŞ (1944)
İstanbul doğumludur. Avusturya Lisesini bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. Aynı üniversitede profesör oldu.
Vatan, Milliyet, Cumhuriyet gazeteleri ile çeşitli dergilerdeki Atatürk devrimlerini savunan yazıları ile tanındı.
Başlıca eserleri: Demokrasi, Siyasal Tarih, Türk Devrim Tarihi, Kemalizmin Özü, Osmanlı Toplumunun Siyasal Yapısı.
ATILGAN, YUSUF (1921 – 1989)
Manisa doğumludur. Balıkesir Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Kısa bir dönem öğretmenlik yaptı. Daha sonra çiftliklerde yaşamını sürdürdü. İstanbul’da öldü.
Öykü ve romanlarında köy ve kent izlenimlerini, yoğun bir duyarlılıkla ve özgün bir dil ile anlattı. Türlü sıkıntılar içinde bulunan insanların yaşamlarını kaleme aldı. Başlıca eserleri:
Çocuk kitabı: Ekmek Elden Süt Memeden.
Öykü: Bodur Minareden Öte.
Roman: Aylak Adam, Anayurt Oteli.
ATSIZ, HÜSEYİN NİHAL (1905 – 1975)
İstanbul doğumludur. İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Çeşitli illerde edebiyat öğretmenliği yaptı. İstanbul kütüphanelerinde çalıştı. İstanbul’da öldü.
Atsız, Mecmua, Orhun, Orkun, Ötüken dergilerinde “Türkçülük” hareketini savundu. Varsağı ve koşma biçimindeki şiirlerini Yolların Sonu adlı kitapta topladı. Konularını eski Türk yaşantısından alan romanları ile tanındı. Başlıca eserleri:
İnceleme-araştırma: Türk Tarihinde Meseleler, Edirneli Nazmi, Osmanlı Tarihleri, Türk Tarihi Üzerine Toplamalar, Türk Edebiyatı Tarihi, Dokuzboy Türkler ve Osmanlı Sultanları Tarihi.
Roman: Bozkurtların Ölümü, Bozkurtlar Diriliyor, Deli Kurt, Ruh Adam.
AVCIOĞLU, DOĞAN (1926 – 1983)
Bursa doğumludur. Fransa’da siyasal bilimler ve ekonomi eğitimi gördü. Akis, Kim, Ulus dergi ve gazetelerinde görev yaptı. Yön, Devrim dergilerinde yöneticilik yaptı. İstanbul’da öldü.
Bilimsel eserleri ile tanındı.
Başlıca eserleri: Türkiye’nin Düzeni, 31 Mart’ta Yabancı Parmağı, Devrim Üzerine, Milli Kurtuluş Tarihi (3 cilt), Türklerin Tarihi (3 cilt).
AYBEK, MUSA TAŞMUHAMMEDOĞLU (1905 – 1968)
Taşkent, Özbekistan doğumludur. Şüra dönemi Özbek edebiyatının önde gelenlerinden birisidir. 1922-1925 yılları arasında Taşkent Pedagoji Teknik Okulunda okudu. Daha sonraki eğitimini Orta Asya Devlet Üniversitesinde sürdürdü. Leningrad Sosyal Bilimler Fakültesine devam etti.
Özbek halkının 1916 yılındaki bağımsızlık isteği, yazarın Kutlug Kan adlı eserinde dile getirilmiştir.
1943 yılında Özbekistan Bilimler Akademisi üyeliğine seçildi. Nevaiy romanı ile Sovyet Devlet Ödülü’nü aldı.
1 Temmuz 1968’de öldü. Eserleri 20 cilt halinde yayımlanmıştır. Başlıca eserleri:
Şiir: Tuyğular, Dilber Devr Kızı, Öç, Bahtıgül, Sağındık, Temirçi Çora.
Roman: Nevaiy, Ulug Yol, Kutlug Kan, Kuyaş Karaymas, Altın Vadiyden Şebedeler.
AYDEMİR, ŞEVKET SÜREYYA (1897 – 1976)
Edirne doğumludur. Edirne Öğretmen Okulunu bitirdi. Yükseköğrenimini Moskova Doğu Üniversitesi Ekonomi Bölümünde yaptı. Yurda dönünce öğretmenlik ve çeşitli kurumlarda yöneticilik yaptı. Ankara’da öldü.
Ekonomik ve sosyal konularda eserler verdi.
Başlıca eserleri: Suyu Arayan Adam, Toprak Uyanırsa (anı-roman), Tek Adam (3 cilt, Atatürk’ün Yaşamı).
AYDIN, MEHMET (1923)
Emirdağ, Afyon doğumludur. Afyon Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Çeşitli illerde öğretmenlik yaptı.
Şiirlerinde ülke gerçeklerini yalın bir üslupla dile getirdi. Başlıca eserleri:
İnceleme: Bayat Boyu ve Oğuzların Tarihi, Hasan Hüseyin Korkmazgil.
Şiir: Özgürlüğe Açılan Eller, Yürekte Yalan Dünya, Işığın Kavgası, Yeryüzü Sancısı, Halkın Soluğu, Şiirsiz Kalmasın.
AYTMATOV, CENGİZ (1928 – 2008)
Kırgızistan doğumludur. Köy ve bölge okullarından sonra Cankul Baytar okulundan mezun oldu. 1953 yılında Kırgızistan Tarım Enstitüsünü bitirdi. Deneme çiftliklerinde çalıştı. Moskova Gorki Enstitüsünde öğrenim gördü. Eserleri 1952 yılından itibaren yayımlanmaya başlandı. Sovyet Yazarlar Birliği üyeliği görevinde bulundu. Aynı örgütün genel sekreterliğini yaptı. 1962’de Lenin edebiyat ödülünü aldı.
Öykü, uzun öykü, roman ve tiyatro türlerinde eserler üretti. Eserlerinde Kırgız efsane ve destanlarından da faydalandı. Simgesel anlatımı başarıyla uyguladı. Doğa ve vatan sevgisini işledi. Eserleri birçok dile çevrildi. Fransız şairi Aragon, Cemile adlı uzun öyküsü için, “Bence bu uzun öykü dünyanın en güzel aşk öyküsüdür” dedi.
II. Dünya Savaşı’nın ülkesine etkilerini eserlerinin çoğuna taşımıştır. Doğduğu toprakların insanlarını, onların gelenek ve yaşam biçimlerini, sevinç ve acılarını şiirsel bir dille ama gerçeklikten ödün vermeden işlemesini bilmiştir.
Başlıca eserleri: Cemile, Al Yazmalım Selvi Boylum, Fujiyama (oyun), Deve Gözü, Kıyamat, İlk Öğretmen, Gün Uzar Yüzyıl Olur, Toprak Ana, Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek, Kopar Zincirlerini Gülsarı, Erken Gelen Turnalar, Beyaz Gemi.
AYVAZ, ÜLKÜ (1955)
Bayburt doğumludur. İstanbul Davutpaşa Lisesinin ardından Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro bölümünü bitirdi.
Tiyatro ve radyo oyunlarıyla adından söz ettirdi. Başlıca eserleri:
İnceleme: Duvardan Gelen Sesler.
Oyun: Şahane Lunapark (çocuk oyunu), Yeniden Yaratma, Yaşasın Gökkuşağı (çocuk oyunu), Papatya (çocuk oyunu).
Öykü: İşlerin Yolunda Gitmesine Engel Olan Kim, Gri Oğulları.
Yılmaz Güney, 1 Nisan 1937 yılında Adana'da dünyaya gelmiştir. Üniversite okumak için İstanbul'a giden Yılmaz Güney, orada Atıf Yılmaz ile tanışmış bu süreçte bir yandan da hikayeler yazıyormuş.
Ahmet Oktay asıl adı ile Ahmet Aktay Börtecene (21 Ocak 1933, Ankara - 3 Mart 2016, İstanbul) Türk şair, yazar, gazeteci. Değişik türlerde eserler vermiş, şair yönüyle öne çıkan bir edebiyatçıdır.
İlk şiiri 1938'de yayınlandı. Başlangıçta ölçülü, uyaklı, duygusal nitelikli şiirler yazdı. Ardından toplumsal gerçekçi şiire yöneldi. Toplumcu sanatçıların bir araya geldiği
- Ayrıntılar
- Kategori: Kitaplar
- Martin Eden By
- Görüntüleme: 1970
Sonu ve Sözsüz Oyun, Samuel Beckett tarafından kaleme alınmıştır. Kitap ADERGİSİ-YAYINLARI tarafından yayınlanmıştır. 94 sayfadır. Sonu ve Sözsüz Oyun adlı eser Türkçe dilindedir. Beckett'ın birçok eseri gibi önce Fransızca yazılmış,